" "

Dijital Göçebelik

Para Karşılığı Zamanını Satanlar

Günlerden perşembeydi, Mehmet yeni bir güne uyandı. Tıpkı dünün aynısı diyebilirdi. Aslında büyük bir fark vardı, önceki üç günde yine bugün ki gibi işe vaktinde varabilmek için saat 6.30'da kalkması gerekiyordu, ve bu durum artık Mehmet'in göz altlarında torbalar, morluklar oluşturmuştu. Haftanın acısı yüzünden belli oluyordu.

Ama Mehmet bunu yansıtamazdı, çünkü üst düzey olmasa da bir yöneticiydi ve ekibinin moralini bozmak, motivasyonlarını düşürmek istemezdi.

Kırk sekiz ay taksitle aldığı, henüz borcunu bitiremediği motoruna bindi ve yola çıktı. İşe giderken yaklaşık 34 km yol gidiyordu. Tabi İstanbul şartlarında çokta kötü sayılmazdı.

Yanından geçtiği metrobüse ve içindekilere bakıp ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Sonuçta orada onların yanında, metrobüsün içinde de olabilirdi. Yarım saat daha erken kalkmayı bünyesi kaldıramazdı.

Ülkedeki %90'lık kesimden çok daha şanslı olduğunu düşünerek yüzüne bir gülümseme kondurdu. Hızlanıp metrobüsü sollamak için önüne döndü.


Ve kara bahtı... Sanırım artık o kadar şanslı olduğunu düşünmüyordu.


Önündeki ani fren yapmış olan kamyona çarpmış ve bacağını kırmıştı.


Apar topar hastaneye kaldırıldı.


İş yerini dahi hastane yolundayken arayıp bilgilendirdi. Tabi iş yerindeki üst düzey yöneticiler Mehmet'in başına gelen talihsizlikten ziyade bu süreçte işlerin nasıl ilerletileceğini düşünmekteydiler.


Mehmet içten içe bu duruma çok bozulsa da aşırı empati yapmaya çalışarak üst düzey yöneticilerinin bu tavırlarını haklı çıkarmaya çalışıyordu.

Farkındalık Anı

Yöneticilerine bozulmuş olsa da asıl hayal kırıklığını daha yeni yaşayacaktı Mehmet...

Yanına refakatçi çağırmak için telefon rehberinde gezmeye başladı. İstanbul'da ki çevresi hep iş arkadaşlarıydı... Tabi nihai çare hep aileydi. Memleketi Yozgattan annesini İstanbul'a getirtmek için telefonla aradı.


Annesi tabi ki hemen yola çıktı, fakat Mehmet yaşadığı hayatı sorgulamaya başlamıştı. Çevresindeki herkes Mehmet'le ilişkisini menfaat üzerine mi kurmuştu?


Kırık bacağını unutmuştu...

Hayatını nasıl harcadığını, zamanını sattığı insanların dönüpte yüzüne dahi bakmadığını zor yoldan anlamıştı ve zihni sürekli bunlarla doluydu.

Hayatı Değiştiren O Tohum

Tüm müdahaleler başarılı şekilde tamamlanmış ve bir günlüğüne hastanede gözetim de beklemesi adına iki kişilik bir odaya yerleştirilmişti.


Oda arkadaşının olduğunu farketti, sakin ve güler yüzlü birisine benziyordu. Selam verdi, isminin Kenan olduğunu öğrendi. Sesinden özgüvenli birisi olduğu rahatça anlaşılıyordu.


Muhabbetleri ilerleyemeden Kenan'ın ziyaretçileri geldi. Tek seferde dört kişi birden gelmişti. Eğlenceli, konuşkan ve ilgili bir arkadaş grubuydu. Kenan'ı gerçekten önemsedikleri belliydi.

Hiç iş konuşmamışlardı, bir nebze Kenan'ın sağlık durumunu konuştuktan sonra geçmiş anılardan ve yoldayken başlarına gelen olaylardan bahsederek Kenan'a fazlaca moral sağlamışlardı.


Mehmet tüm olan biteni gıpta ile izliyordu. Kenan'ın ne farkı vardı? Menfaatsiz seven arkadaşlar, güler yüz, özgüven. Mehmet ziyaretçilerin gitmesi için can atıyordu. İlk fırsatta Kenan'a ne iş yaptığını sormalıydı.


Beklediği fırsat gelmişti... Ziyaretçiler gitmiş ve Kenan ile oda da ikisi kalmıştı. Mehmet hiç duraksamadan, "Neyle meşgul oluyorsunuz" diye sordu.

"Hangi manada?" cevabını aldığında şaşkındı. Çünkü bildiği tüm çevrelerde bu soru ne iş yaptığını sormak demekti.


Mehmet hemen sorusunu yeniledi, "Ne işle uğraşıyorsunuz?".

Kenan ise çok sakin bir şekilde "Girişimcilerin başarılı iş modelleri kurmaları konusunda yardımcı oluyorum" dedi. Arkasına ekledi, peki siz?


Mehmet duyduklarını mantıken idrak etse de duymak istedikleri aslında bunlar değildi. O an anladı, sorduğu soru hatalıydı. Asıl öğrenmek istediği nasıl menfaat gütmeyen arkadaşlara sahip olabildiğiydi.


"Ben yöneticiyim" diyebildi Mehmet. Kenan'ın söylediği gibi net bir işi yoktu. Patronları neyi isterse onu yapmıştı bugüne kadar.


"Bir firma bünyesinde mi yapıyorsunuz bu işi?" diye yeni bir soru sordu. Kenan ise kendi işi olduğunu belirtti.


O zaman gelen ziyaretçiler iş arkadaşları da olamazdı, belki çalışanlarıydılar. Ama yok ona da ihtimal veremedi, çünkü bir patronla çalışanların muhabbeti böyle olamazdı.

Mehmet ne düşüneceğini, ne soracağını şaşırmıştı. Kendini bir anlığına tutamadı ve dilinden şu soru döküldü.

Peki, menfaat gütmeyen bu arkadaşları nasıl edindiniz?

Kenan, Mehmet'in aklındakileri şimdi anlamıştı. Gülerek cevap verdi ve verdiği cevap Mehmet'in hayatını değiştirecekti.


"Bizler Dijital Göçebeleriz..."


"Zamana ve mekana bağlı kalmadan iş hayatımızı sürdürüyoruz."


"En önemlisi ekonomik kriterlerimizi tamamen isteğimize göre belirliyoruz."

Mehmet böyle bir gerçekliğin mümkün olup olamayacağını düşünmeye daldı.


Mehmet'i düşünceli gören Kenan hemen ekledi. "En önemli servetin zamandır. Para(maaş) ile zamanını takas etmek yerine parayı kurduğun sistemler ile kazanmalısın. Ki en değerli hazinen zamanı para peşinde heba etmeyesin."

İyi de Nasıl?

Mehmet hayatındaki en büyük aydınlanmayı yaşamıştı. Zamanının ne kadar değerli olduğunu ve patronlarının aslında Mehmet'in zamanını satın aldığını zor yoldan farketmişti. Bunu değiştirmeyi başarmak için herşeyi yapmaya hazırdı fakat nasıl yapabilirdi?

Kenan, Mehmet'in şu an ki hislerini anlıyordu. Çünkü aynı hisleri kendisi de yaşamış ve bu hisleri kendi faydasına kullanmak için çok çaba sarfetmişti.


Mehmet'e seslendi...


Burada şu an göz atman için sana bir kitap vereceğim dedi. Hediye etmek isterdim fakat uzun yıllardır yanımdan ayırmadığım, yolumu çizerken önümü aydınlatan bir kitaptır. Buradan çıktığında kitabı edinmeni ve her satırını hayatın buna bağlıymışcasına okumanı tavsiye ederim dedi.


Çantasından kitabı çıkardı ve Mehmet'e uzattı.


Dünyanın en çok okunan finans kitabıydı. 50 milyon adetten fazla satmıştı. Fakat dünyada 50 milyon özgür insan yoktu.


Kenan üstüne basarak "Bu yazarın her cümlesi bir ilaç niteliğinde. Karanlık yolunu aydınlatacak, ufkunu açacak ve zihin yapını tamamen baştan sona yapılandıracak.

Ama en önemlisi kitaptan öğrendiklerini uygulayabilmektir, herkes bunları okuyabilir fakat çok az kişi uygulayacak iradeyi ortaya koyar." dedi.

Bu kitap "Nakit Akışı Ölçüm Çeyreği" kitabıydı.


Kenan dayanamadı, normalde insanların farkındalığa kendi çabalarıyla ulaşmalarını isteyen ve bunu bekleyen birisiydi.


Ama duramadı...

  • İstediğin dostluklar ve arkadaşlıklar iş hayatından bağımsız olmalı,
  • İş hayatından bağımsız arkadaşlıklar ise zamansal olarak özgür olmakla kazanılır,
  • Zamansal özgürlük ise ekonomik özgürlüğün bir sonucudur,
  • Anlayacağın cebine seni özgür kılacak kadar maddi akış sağlanmıyorsa bu dostluklara sahip olamazsın.

Ağzından çok kısa sürede dökülmüştü bunlar Kenan'ın. Fakat şu andan sonra susmaya niyetliydi.

Mehmet kitabın içine daldı, uzun süre gözlerini dahi ayırmadı.

Uzun sürenin sonunda yaşadığı farkındalıkların baskısından ızdırap duyan Mehmet başını kaldırdı, Kenan kendisine gülümseyerek bakıyordu.


Mehmet'in ağzında şunlar döküldü,

Elimden tutmalısın...

Bana mentorluk yapmalısın...


Kenan ise "Ben bu farkındalığa kendim ulaştım, sistemlerimi kendi çabamla kurdum, şu anda ki özgürlüğümü tamamen bunlara borçluyum" dedi.


Mehmet'in pes etmeye niyeti yoktu. Zamanında girdiğin hatalı yollara benim de girip çıkmama gerek var mı? dedi, Mehmet...


"Eğer yoksa elimden tutmalısın."



Kenan'ın söylediği ise çok net bir şekilde vurucuydu...

O Zaman Bedelini Ödemelisin!

Peki ya doğru yolu bulmak için yanlış yolları deneyimlemiş olmak şart mı?

Bu yoldaki mayınları, muhtemel hataları, atılması gereken adımları öğrenmek ve sistemlerinizi kurgulamanız için Dijital İş Modellerinden en hacimli olanlarını anlattığım Ücretsiz WEB Seminerini Keşfedin...

Bu blog hakkında

Meslekler Ölüyor...

Ülkemiz insanlarının artık iş seçme lüksü kalmadı. Vaziyet böyleyken herkes size güvence sahibi olduğunuz sabit maaşlı işinize sımsıkı sarılmanız gerektiğini söylüyor. Yani "Risk" almamanızı söylüyorlar.


Peki asıl Riskin o riski almamakta olduğunu söylesem?

saitkatmerlikaya

Haber Bülteni

Dijital Göçebelik ve online iş modelleri hakkında en güncel bilgilere sahip olmak için bültene abone olun!

Copyright 2023 © saitkatmerlikaya.com